18 Nisan 2008

Yemek

Prof.Dr.Hilal Mocan'ın kitabını aldım.Çok güzel yemek tarifleri var.Bazılarını sizlerle paylaşmak istedim.Belki benim gibi ne yapsam ne yapsam diye kafayı tırlatan anneler vardır.

Sebze Çorbası

1 patates
1/2 havuç
3-4 adet taze fasulye veya 1 küçük kabak
2-3 yaprak ıspanak
1-2 dal brokoli
1 yemek k. zeytinyağı

Sebzeler yumaşayana kadar pişir.İstersen içine 1 y.k. kıyma ve kuşbaşı atabilirsin.

Köfte-8.aydan sonra

30 gr.yağsız iki kere çekilmiş dana kıyma
çok az ekmek içi
çok az maydanoz

Ekmek içini ıslat,maydanoz ve kıymayı koy yoğur.Ekmek yerine prinç veya bulgurda konulabilir.

16 Nisan 2008

12 Nisan Oyun Grubu

Hiç tereddütüm yoktu giderken. Çünkü telefondaki ses o kadar içten ve sıcaktı ki bir an evvel orda olmak istedim.Yanılmamıştım, Pelin'in annesi Ebru çok tatlı bir insan.
Bana iyi ki gitmişim dedirttiler.
Fazla kalabalık değildik :)) Sadece ev sahibi ve biz. Asya da gelecekti ama aslan Efe hastalanmış. Umarım bir dahakine aramıza katılırlarda 2 böceğe 1 çiçek olurlar.
Pelin ve Rüzgar hemen kaynaştılar.Gerçi bizimki değişik oyuncakları özellikle kırmızı arabayı görünce Pelin'le fazla ilgilenmedi. Zaten bir gün önce aşı olan Pelin de erken uyudu ve oyun grubumuz kısa sürdü.Ama ilk sefere göre çok eğlenceliydi.Zamanla birbirleriyle daha çok ilgileneceklerini düşünüyorum.
Bize evini açan güleryüzlü Ebru'ya çok teşekkür ederim.Ailemizin hekimi :))





Rüzgar'ın Pelin'e bakışlarına dikkat.''Kim bu yavru''der gibi :))





Bu da eve donerken yorgunluktan elinde ayakkabısı ile uyuyan kıpırcan.

14 Nisan 2008

Salıncak



Rüzgar salıncağa bayılıyor.Gerçi sevmeyen çocuk yoktur herhalde.Pazar günü önce biraz parka gittik.Kıpırcan bol temiz hava aldı.Ordan hemen her pazar olduğu gibi balık yemeye ve son durak anneanne.Tabi anneanneyi gören kıpırcan ne bana ne de babasına pas verdi.Biz de mevcut bütün gazeteleri okuduk.Gerçekten eşim gazete hastası,pazar günleri sabah,hürriyet,posta,milliyet,fanatik,vatan...ne varsa alır.Ee tabi bende ondan aşağı kalmam.Birini okumasam aklım kalır.Gerçi hepsinde aynı şeyler yazıyor :))
Bu arada cumartesi oyun grubu harika geçti.Foto ve yazıyı en kısa zamanda ekliyeceğim.Şimdi çok uykum var.Rüzgar emmek için uyanmadan ben biraz uyusam iyi olur.

13 Nisan 2008

8.ay oyunları

Bundan sonra bloga kıpırcanın ayına göre oyunlar koyacağım.İlk oyunumuz ayımız itibariyle 8.aydan başlıyor.

Nerden geliyor bu ses?

Ses çıkaran vıyaklayan oyuncaklar bebeklerin favorileridir. Çünkü bebekler için beklenmedik sesler sürprizdir. Buna birde ce-e oyununun eğlencesini eklerseniz sözel ve görsel tahmin oyununu oluşturursunuz.

Geliştirilen özellik: obje sürekliliğinin anlaşılması, el-göz koordinasyonu
Size gerekli olan şeyler: çeşitli ses çıkaran oyuncaklar; küçük bir havlu veya mendil

Bebeğinize vıyaklayan oyuncağı gösterin, bir defa sıkıp ses çıkarın ve daha sonra bunu bir mendille kapatın ve onun bu örtüyü kaldırmasını sağlayın. Daha sonra tekrar üstünü kapatın ve bu sefer oyuncak görünmüyor iken ses çıkarttırın. Bu onun gülümsemesini sağlayarak araştırmasını da hızlandırır. Şimdi oyuncağı çıngırak ile, farklı ses çıkaran oyuncaklar ile değiştirin. En son olarak bir teybin üstüne örtü örterek bir kaseti çaldırın. Diğerlerinden bir reaksiyon alamadıysanız bundan kesin sonuç alacaksınız.

Tekmeleri geliştirelim.

Emeklemek, ayağa kalkmak ve yürümek bebeğiniz için büyük bir mücadele gerektirir. Bu küçücük bacaklarda tüm kasların gelişmesi gerekmektedir. Bu tekme oyunu ile bebeğinizin motor koordinasyonunu geliştirmiş olacaksınız.

Geliştirilen özellik: kaba motor
Size gerekli olan şeyler: orta boy plastik top

Bebeğinizi yüzü dışarı doğru bakacak şekilde, bir eliniz ile vücudunu sararken diğer eliniz ile de alttan tutarak diz çökünüz. Ayakları önünüzde serbest olacak. Topu direkt bebeğinizin önüne koyarak topu öne itmesi için ayakları ile tekme attırınız. Bu şekilde topu takip ettirerek topu sürmüş olmasını sağlayınız. Ayağı her defasında topa değdiğinde onu cesaretlendirecek şeyler söyleyiniz ve topu ne kadar uzağa attığını vurgulayınız. Bebeğinizin aynı yaşlarda bir oyun arkadaşı varsa bu oyun çok eğlenceli hale gelebilir. Birbirlerine bakacak şekilde bebekler tutulur ve topu birbirlerine atarlar, tabii ki sizin yardımınızla.

10 Nisan 2008

Oyun Grupları

Bloglar sayesinde insan sosyalleşiyor :)) İyi ki yıllar önce bu blog dünyasını keşfetmişim.
Nerden bulduğumu hatırlamadığım (ama galiba pandül sayesinde buldum) ayça'nın sitesinde gördüm oyun gurpları çağrısını. Ve hemen üye oldum. Gerçi henüz buluşmak kısmet olmadı ama 12 nisan cumartesi günü bir arkadaşımızın evinde ilk buluşma gerçekleşecek. Herkes kendi çocuğunun yaş aralığına yakın bir grup oluşturuyor ya da mevcut grup varsa ona katılıyor. Katılımlar 5 kişi ile sınırlı ve hafta bir yapılıyor. Her seferinde arzu eden annenin evinde 5 minik kendi akranlarıyla oyunlar oynuyor. Süper bişey değil mi..Gymbaroo gibi yerlere para vermiyoruz :))

Her yaş grubuna açık olan bu oyun gruplarına katılmak isteyen varsa ayça'nın sitesindeki mail adresine mail atmaları yeterli.

Haydi çalışan-çalışmayan anneler sizleri de aramızda görmek istiyoruz.

ps: Ctesi günki buluşma sonrası fotoları buraya koyacağım.

8 Nisan 2008

Teyzoş'un doğum günü



Teyze anne yarısı demişler. Boşuna dememişler. Kızkardeşim Rüzgar'ı benim kadar seviyor. Tabi en çok anneannesi seviyor :)) Annem bana senin sevginden daha fazla bir sevgi bu torun sevgisi diyor. Yani beni sevdiğinden daha çok seviyormuş :)) Neyse biz şimdi teyzoşa gelelim.
6 nisan kızkardeşimin doğum günüydü. Rüzgar'dan teyzesine mektup var.

Söz ver bana teyze...
Seni annemin karnındayken hissettim ilk
mutluydum, şanslıydım
beni bekleyen bir teyzem olduğu için
bana söz ver teyze...
annem doğuma giderken sesini duydum
yumuşaktı,endişeliydi,sabırsızdı...
bana söz ver teyze...
camın arkasından beni izlerken işte teyzem dedim
annem kadar sıcak annem kadar sevgi dolu
bana söz ver teyze...
acıktığımda karnımı doyuracağına...
ağladığımda bana sarılacağına...
üşüdüğümde beni ısıtacağına...
korktuğumda beni koruyacağına...
hastalandığımda bana şifa olacağına...
beni hep ADAMIM diye seveceğine söz ver teyze...

Kulak kaşıntısı



Bu sıralar bizde kulak kaşıntısı başladı. Alt dişler 5.5 aylıkken çıkmıştı şimdi üst dişler geliyor galiba. Allahtan bilinen diş problemleri yok. Sadece kulak kaşıntısı var bol miktarda. Öyleki kulağında yırtılmadık yer kalmadı, tırnaklarını gün aşırı kestiğim halde. Bu akşam baktım bir beyazlık görünüyor ama ellediğimde birşey hissetmedim. Herhalde daha patlamadı. Bugün yarın bekliyoruz 3.dişimizi.

Reklamlar


Şimdi sıra reklamlarda. Bu aralar en sevdiği oyuncak kremler özellikle de mustela ürünleri.
Havalar çok sıkıcı. Evde oturmaktan ya da evden çıkıp ev gezmesine gitmekten sıkıldı rüzgar. Camdan bakınca pek bir mutlu oluyor. Havalar düzelince oğlumla emirgan'a lalelerin içinde kaybolmaya gidicez. Bol bol foto çekmeyi düşünüyorum. Buraya eklerim çekince.
Pembe köşkte kahve keyfi yapıp biraz da sahilde gezinmek süper olurdu....offf havalar düzelsin artık. Kendimi sokaklara atıp bütün yaz eve girmeyi düşünmüyorum.

4 Nisan 2008

Ayağa kalkma



Kıpırcan tam 7 aylıkken ayağa kalkmaya başladı. 6 ay 1 haftalık iken emekliyordu zaten. Hem de bir anda sanki yıllardır emekliyormuş gibi uçar hızla :)) Şimdi aynı hızla ayağa kalkıyor. Kaşla göz arasında koltuğa tutunup hoooopp ayağa. Ve (maşallah) düşmüyor da velet :) Nasıl mutlu oluyor ayaktayken anlatamam. Kahkalar atıyor.
Tabi ayağa kalkmayı keşfettiğinden beri lakabını (kıpırcan)dört dört hak etmeye başladı. Saniye yerinde durmuyor. Oyuncaklarından sıkılmış olmalı ki hiçbiri ile ilgilenmiyor. Mama sandalyesinde 5 dk.oturmuyor, ordan da inmeye çalışıyor. Bu çocuk yürümeye başlayınca ne olur bilemem.