27 Eylül 2008

Yaşasın tatilllll.....

Biz Rüzgar'la ilk uzun yolculuğumuzu yapmak üzere yola çıkıyoruz.Şimdiden kara kara düşünüyorum o kadar saat arabada duracak mı diye.Bavulunu hazırlamak kabus gibi oldu.Üşür mü terler mi diye diye nerdeyse tüm gardrobu aldım yanıma.Bizim bavul onunkinin yanında yavru gibi kaldı.
Ayvalık,Cunda,Yeşilyurt,Altınoluk,Dikili,(belki)Alaçatı kısaca Kaz dağları biz geliyoruz bol bol oksijen almaya.
Tatil dönüşü görüşmek üzere...

Oyun Grubu


Bu hafta ev sahibimiz Hale ve Ulaş'dı.Dışarda adam uçuran fırtına olduğu için önce gitmemeyi düşündüm ama fırtına yerini rüzgar'a :)) bırakınca bizim evdeki Rüzgar da fena halde sıkılınca arkadaşlarıyla buluşturmanın zamanı gelmiştir dedim.

Zaman geçtikçe birbirleriyle daha çok paylaşımda bulunuyorlar.Sevgi gösterilerinde bulunuyorlar(her ne kadar biraz haşin olsa da).Geçen sefer olduğu gibi birkaç şarkı söyledik miniklerin alkışları eşliğinde.

Maya bize çok az katılabildi,ilk başta birşeyi yoktu ama bir süre sonra annesinin kucağından hiç inmek istemedi biraz da ateşi çıktı.Tuğba ne yazıkki apartopar gitmek zorunda kaldı.Umarım Maya iyidir Tuğba'cım,beni haberdar et merak ediyorum.

Evdeki kedi kimsenin pek ilgisini çekmedi halbuki Rüzgar evcil bir hayvana ilk defa bu kadar yakın oldu.

Kek bizim grubun vazgeçilmezi oldu:)) Esra gibi Hale de kek yapmıştı.Her zamanki gibi önce kıpırcanlar yedi sonra anneler.Keki sevmeyen çocuk yoktur herhalde.Gerçi bizim Rüzgar'ın sevmediği birşey yok :))
Arkadaşlarımızdan yüzümüzde kocaman bir tebessümle ayrıldık.
Not:Geçen haftaki Esra'lardaki buluşmanın fotolarını zamansızlıktan koyamamıştım şimdi yükleyebiliyorum ancak.

25 Eylül 2008

Ateş Ölçer

Malum kış geliyor hastalıklar başlıyor.Tedbirimizi almalıyız.Şimdiye kadar koltuk altı ateş ölçeri vardı rüzgar'ın ama artık kendisi pek bir kıpırcan olduğu için koltuk altından ölçmek imkanız.
Uzunca bir piyasa araştırmasından sonra bu ürünü almaya karar verdim.
3 çeşidi var.Aralarında kalite farkı yok sadece birinde son hafıza 8 diğer ikisinde 1,yine birinde koruyucu kılıf var diğer ikisinde kapak var.Yani hikaye :)) Ben IRT 4020 modelini aldım.Eski ateş ölçeri 10 ytl'ye almıştım bu 8 katı filan ama 2 saniye gibi kısa bir sürede yavrunun ateşini ölçebileceğimi düşününce değer diyorum.Tabi umarım fazla kullanmak zorunda kalmam:))
Ufak bir bilgi:Kulak zarı,beynin vücut ısısını kontrol eden bölümü ile aynı damardan beslenir.Bu sepeble ısı değişiklikleri vücudun diğer bölümlerinden yapılan ölçümlere göre daha çabuk yansır.


14 Eylül 2008

Kandilli





Yazın son günlerini yaşarken evde oturmamayı amaç edindik.Maşallah her akşam dışardayız.Yine bu boğaz gezilerimizden birinde Rüzgar kendine bir abi buldu.Aslında abi ve abla topluluğu desem daha doğru olur.Ama kıpırcan sadece Erkan abisi ile ilgilendi.Fıstık gibi kızlardan bir tanesinin bile kucağına gitmedi.Şimdi yüz vermiyor kızlara, halbuki büyüyünce çıtırların peşinden koşacak haberi yok :))

9 Eylül 2008

ALTINCI HASTALIK

Sonunda bizde geçirdik bu rakamsal hastalığı.Aslında çok uzun (1 haftadan fazla) zaman önceydi ama ancak vakit bulabildim yazmaya hem de keloğlan fotosunu koymayı daha eğlenceli buldum.Sıkıcı olanı sona sakladım yani.

Bir akşam rüzgar ateşlendi(bu ateş de hep akşamları geliyor) çok değildi 38.3 filan en fazla.Hiçbir şey vermedim ama sabaha kadar 20 dakikada bir ateşini ölçtüm.Yani uyku o gece bana uğramadı.Önce diş zannettim ama sabah 9-10 civarı hala devam edince calpol verdim.Doktorumuzu aramayı düşünmedim çünkü rüzgar'ın keyfi yerindeydi yemeğini sorunsuz yedi,uykusunu uyudu.Yani doktorluk bir durum yok diye düşündüm.O gün 4 saatte bir calpol verdim.Ertesi gün ishal olunca enfeksiyon olduğunu anladım.O gün lapa yedirdim, bol bol da anne sütü verdim.Hala keyfi yerinde olduğu için yine doktoru aramadım.3.gün 8 kere yeşil renkte sıvı kaka yapınca artık zamanı gelmiştir dedim doktoru aramanın.Gülsemin hanım izinli olduğu için burda değilmiş.Reflor saşe almamızı söyledi sabah-akşam yarım ölçek yemeğine kattım.Yemek olarak sadece lapa veya patetes haşlama yedirdim.O gün her kaka yapışında yıkadığım için pek ateşi olmadı :)) ama ben yine de calpol verdim.Gülsemin hn. şurubu kesmemizi ateşi çıkarsa hastaneye götürmemizi söyledi.Ateşi çıkmadı yani galiba 3.gün biraz boş yere vermişim şurubunu.Ama ishal tam 6 gün devam etti.Hergün biraz daha azaldı miktarı.Yani bir gün 8,sonraki gün 7,sonraki gün 5 gibi...

4.gün vücudunda kırmızı lekeler dikkatimi çekti.Herhalde sık yıkanmaktan diye düşündüm.Birkaç saat sonra kollarına ve ayaklarına yayılınca çaktım!!!! Bu, şu rakamsal hastalıktan dedim.Nasıl daha önce anlamadığıma şaşırdım.Çünkü hastalık hakkında oldukça bilgim vardı.

Kırmızı lekeler ertesi sabah kalmamıştı yani sadece 1 gün durdular yavrumun narin vücudunda :))

Ama ishalimiz bizi bırakmamıştı henüz.
Önceleri oldukça güzel kokulu yeşil renkteki kaka, sonra az kokulu sarı renge dönüştü.Ve sonunda normal kıvama geldi.

O kadar ishalde keloğlan'ı pişik etmediğim için kendimi ayrıca tebrik etmek istiyorum.Hiç krem kullanmadım sadece her kakadan sonra belden aşağısını yıkadım.
İlk iki gün kabus gibiydi.Banyodan çıkamıyorduk.Yıkıyorum, odasına geçiyoruz altını bağlıyorum 10 dk.sonra buram buram koku geliyor.Haydaaa sil baştan....

Kısaca tam 6 gün ishal,1 gün döküntü,2 gün ateş ile 6.hastalığı biz atlattık.Darısı kimselerin başına...

8 Eylül 2008

KELOĞLAN KELLOŞ OĞLAN,ÖPÜŞÜ BELEŞ OĞLAN...


Bir varmış bir yokmuş,1 yaşına yeni basmış bir velet varmış.

Bu veledin kafasındaki saçlar yamuk yumuk uzamaya başlamış.Annesi traş ettirmek istiyormuş ama oğlu korkar,ağlar diye hep erteliyormuş.Birgün ana-oğul evde otururken gaza gelmiş,tutmuş berberin yolunu.Berber amca veledin tüylerinin:)) saça dönüşmesi için sıfıra vurulması gerektiğini söylemiş.Anne bir an bile düşünmemiş sonuçta baba,amca,dayı yarı keloğlan durumunda.Oğlunun akibetinin onlara benzememesi için ,vurun gitsin,demiş yarı korkak.Çünkü babadan izin alınmamış, konusu bile geçmemiş saç kestirmenin ama babasıda oğlunun ilerde kendisi gibi yarı kelloş gezmesini istemezdi herhalde diye düşünmüş anne.

Kısacası anne oğlunun genç yaşta kel kalmaması için,saçları gür çıksın diye sıfıra vurdurur daha 1 yaşındayken.Rivayet bu,küçükken sıfıra kestirilen saç gür çıkarmış.Anne buna yürekten inanmış ve beklemiş oğlunun saçlarının gür çıkmasını.Masalın devamı birkaç yıl sonra :))


Masalın sonunda Rüzgar son bir haftadır patates kafa,kabak kafa,keloğlan,çim kafa,kelloş oğlan,kel osman (yeni isimlere açığız)şeklinde dolaşmakta.